Tring Kazanç
- Hülya HİÇYILMAZ
- 19 Eyl
- 3 dakikada okunur

Tring! Tring!
Telefonundan gelen metalik sesle irkildi. Nasırlı parmaklarının arasında parlayan ekrana göz ucuyla baktı.
‘Günün bedava çevirmesi seni bekliyor!’
Berk başını yana çevirdi, derin bir iç çekti. Açarsam elim kurusun. Bu yemini defalarca etmiş, her defasında bozmuştu.
Tring! Tring! Bir tane daha... Bu kez ‘Kayıp bonusun var!’ yazıyordu.
Ahmet’in topladığı şezlongların yerini on iki saat önce yaptığı gibi tırmıkladı, tüm plajın çöpünü topladı. Vücudu gibi saçlarından da boncuk boncuk ter damlıyordu. Üstsüz çalışmak istiyordu ama yasaktı. Terle ıslanmış tişört sırtını yakıyor, sivilceye boğuyordu.
Mutfaktan gelen kızartma kokuları ortalığı sarmışken, patron seslendi: “Oğlum, masaları hazırlamaya başlayın!”
Taşınacak masaların örtüleri serilip sıkıştırılıyor; tabak, çatal, kaşık, bardak, peçete, en son kül tablası ve minik saksı konulduktan sonra sahile taşınıyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla içeri alınan masalar, gün batımında denize karşı sıralanıyordu.
Her gün. Aynı saat... Aynı iş... Aynı bel ağrısı...
Berk başını sallayarak servis malzemelerinin bulunduğu servantın başına geçti. Slot makinesindeki yan yana dizilmiş pırlantalar gibi servis malzemelerini özenle hizaladı.
Ahmet fısıldadı “Çektin mi?”. Berk başını kaldırmadan cevap verdi “Yok. Bi daha sorma.”.
Berk’in sanal kumar hesabında tam yirmi bin lira görünüyordu. Beş gündür o parayı çekmeye çalışıyordu.
Annesi iki gündür sattığı bileziği hatırlatıyor, mesaj üstüne mesaj yolluyordu. “Düğün var Berk. Takmazsam babana sen anlatırsın,” diyordu. Hoş, dayağı yedikten sonra anlatsa ne olacaktı?
Ne diyecekti iki yüz elli lira yatırıp, altı bin kazandım. Elimi bir daha sürmem, sürersem kurusun deyip anneme gönderdim. Sonra tüm maaşımı aldığım gün kaybettim. Annemden hem o parayı hem de bileziğini istedim. Bu arada annem para gönderene kadar Ahmet’ten aldığım beş bin lirayı da geri veremedim.
Şimdi "Oyun hesabımda birikmiş yirmi bin liram var ama çekemiyorum," mu diyecekti.
Ne zaman ‘Bankaya Transfer’ ya da ‘Papara ile Çek’ butonuna bassa ekran aynı cümleyi gösteriyordu. Bir hata oluştu, lütfen tekrar deneyin.
Defalarca denemişti. Sabah işe gitmeden önce, gece herkes uyuduktan sonra, serviste, tuvalette, yemek molasında masanın altında… Hiçbiri işe yaramamıştı.
Ahmet: “Ne yapacağız? Anneme yollayacağım dedim.”
“Ben de bilmiyorum ne yapacağımızı. Gördün işte, hesapta duruyor para.”
“Duruyor da bize ne faydası var?”
Patron, meze dolabının kontrolünü bitirdi, her biri tam nizami masalara baktı.
“Hadi gidin, toplayın kendinizi,” dedi
Koşmadan hızla yürüyerek personel tuvaletine geçtiler. Kapının arkasında servis sırasında giydikleri gömlek ve pantolonlar asılıydı. Yerde keten ayakkabılar... Tişörtlerini çıkarıp vücutlarına soğuk su çarptılar.
Patronun onlara aldığı sprey parfümü cılız vücutlarında gezdirdiler. Parfüm kokusu, klor ve amonyak kokusuyla birleşti.
Ahmet, ıslattığı saçlarını jöleyle tararken: “Yarın bin beş yüz lira göndermezsem evin elektriği kesilir. Anam da beni keser!”
Berk dişlerini sıktı, “Bu gece o kadar bahşiş alırız herhalde. Bana verdiğin beş bin liraya saymayacağım. Ne bahşiş gelirse sana bırakıyorum."
“Sağ ol gardaşım inan ki kurtardın beni,” derken Berk’in omzuna yalandan yumruk savurdu.
Küçüklükten beri dövüşçü olmayı hayal edip, böyle selamlaşmaya başlamışlardı.
Ahmet gömleğini el ütüsüyle düzleştirirken ekledi “Parayı çekince küçük buharlı ütüler var ya ondan alalım. Ne kadar ütülü olursak o kadar çok bahşiş geliyor.”
“Alırız.” dedi Berk, sızlayan belini ovarken dudakları çizgi oldu. Bileziğin yok olduğunu fark eden babasının yüzü geldi gözünün önüne, annesinin kapıdan dışarı nasıl fırlayacağını düşündü. Belini sağa sola sallayarak hem aklını hem yorgunluğunu dağıtmaya çalıştı. Saatine baktı. Beş dakikaları daha vardı. Duvara sırtını dayayarak çömeldi.
Arka cebinde telefonu titredi “Tring! Tring!” sesi geldi. Berk “Şerefsizim patron gibi oturduğumu biliyor. Ne zaman otursam ya da yana koysam başlıyor: Tring! Tring!”
Cebinden telefonunu çıkardı duvarın serinliğine sırtını tekrar yaslandı “Tring! Tebrikler, bir büyük kazanç daha!” Siyah ekran üzerinde çakan şimşekler ekranı kaydırmasını istiyordu.
Ahmet atladı: “Şimdi dene! Hemen dene! Bak, oyuna çağırdığına göre hatlar açılmış olmalı.”
“Bankalar çoktan kapandı ama deneyelim. Belki başka ülkeden bağlanırsak, orada bankalar açıktır.”
Ahmet heyecanla uzandı “İngiltere’den dene!”
Ekranda yine aynı yazı belirdi “Bir hata oluştu, lütfen tekrar deneyin.”
Yanıp sönen pırlantaların altında, altın sarısı büyük puntolarla şu mesaj göz kırpıyordu: “Çekim öncesi son şansın! 2000 TL yatır, 30.000 TL’ye kadar turbo çarpan senin olsun!"
Berk yorgun gözlerle ekrana baktı, oyunun son teklifi kabul ederek ekranı yukarı kaydırarak telefonu kapattı. Jackpot makinasından dökülen jeton sesleri tuvalette çınladı.
İlerleyen saatlerde, Son Dakika sitesinde şu haber yer aldı:
"İlçemizde Bahşiş Kavgası Can Aldı
Altınkum Mahallesi’ndeki popüler bir restoranda komilik yapan iki genç arasında çıkan bahşiş tartışması ölümle sonuçlandı. Ahmet K.(19) gözaltına alınırken, ilk ifadesinde “Berk.G.(18), Bu gece bahşişi bana vereceğine söz vermişti” dediği öğrenildi. Polis olayla ilgili soruşturmayı sürdürüyor."
Hülya HİÇYILMAZ




Yorumlar