ChatGPT Akıl Hocam
- Hülya HİÇYILMAZ
- 1 Ağu
- 3 dakikada okunur

Aybüke kapıyı çarpıp çıktı. Geride parfüm kokusu kaldı. Emine, oturduğu sandalyede başını iki elinin arasına aldı. “Vay başıma gelenler...” dedi sessizce. “Dilim kopaydı da gündekilerle ağız birliği edip kızların dövmesini, orta malı olmanın ispatı diye ballandıra ballandıra konuşmasaydım.”
Bir an sustu. “Benim Aybüke de sırtına Anka kuşu işletecekmiş. Kime derim şimdi? Yoo, yoo... Kimseciklere diyemem.”
Kafasında bir düşünce belirdi ama itiraf edemedi kendine. "Kala kala saftirik Şenay’ın akılsız akıl hocası ChatGPT’sine mi kaldım yani?"
Ama birine söyleyip Aybüke’sinin dillere düşmesindense... Belki de bu daha iyiydi. “Acaba,” diye mırıldandı, “Ne bahane etsem de nasıl yapıldığını öğrensem?”
Şenay’a, her gün “Ne pişirsem?” diye düşünmekten bıktığını söyleyip ChatGPT yüklemek istediğini anlattı. Yirmi dakikalık bir telefon konuşması, bolca “Tamam, şimdi neye tıklıyorum?” sorusu ve yönlendirme sonrası, logosu tabakta makarnaya benzeyen uygulamayı yüklemeyi başardı.
Ekranda “Size nasıl yardımcı olabilirim?” yazısı belirdi. Soru Emine’ye mesafeli geldi. İçindeki huzursuzluğu bastırarak yazmaya başladı: “Kızım on altı yaşında ve dövme yaptırmak istiyor. Vazgeçirmenin çaresi nedir?”
Bir süre sonra ekranına cevap geldi. Emine irkildi. “Gerçekten Şenay’ın dediği kadar var mı ki?” diyerek dikkat kesildi, okumaya başladı:
“Merhaba Emine! Gençler dövmeyi çoğu zaman kimliklerini ifade etmenin bir yolu olarak görür. Onunla açıkça konuşup, dövmenin kalıcılığını ve duygusal anlamını sorgulamasını sağlamak, kararını ertelemesine yardımcı olabilir. Bazı kişiler dövmeleri, yaşadıkları zor bir dönemi atlatmanın bir sembolü da olarak görür.”
Emine derin bir nefes aldı ve gözlerini ekrandan ayırmadan düşündü: “Saçmaladı yaa. Aybüke’m ne zorluk gördü, başından ne geçti? Daha don götüne değmedi. Kim bilir kimden özeniyor!”
Ekrana tekrar baktı. “Dövme yapmak, bazen gençlerin kimliklerini bulmaya çalıştıkları bir döneme denk gelir. Ancak bu karar, sadece isyan ya da farklılık çabası olmayabilir; bazen içsel bir anlam taşıyabilir. Belki de sadece kendisini daha özgür ya da güçlü hissetmek istiyordur.”
Daha düne kadar tırnaklarını kesemeyen kız özgürlük peşine mi düştü yani?
Bacak bacak üstüne atıp koltuğa kaykıldı, tekrar yazdı: “Kızım neden Anka kuşu dövmesi istiyor?”
ChatGPT’nin yanıtı hızla geldi: “Anka kuşu, gerçekten güçlü bir sembol. Yeniden doğuş, eski benliği geride bırakma ve dönüşüm anlamına gelir. Kızınız bu sembolü, kendi iç dünyasında büyümek ya da geçmişinden sıyrılmak için seçmiş olabilir.”
Emine’nin sağ kaşı seğirmeye başladı. “Gerçekten saçmalıyor ya. Benim kızım da sembol-membol ne gezer. Öldü mü de dirilecek? Başına bir şey geldi de benim mi haberim yok? Bir şey gelse ben anlamaz mıyım? Anlarım! Onun kapıdan girişinden bilirim, nasıl bir gün geçirdiğini. Yok, yok, başına bir şey gelmemiştir.”
Bir an zihninde, geçen gün Aybüke’nin odasına hızla geçişi canlandı. “Mervelerden geliyorum,” demişti. Yüzü beyaz pudralarla kaplı, tıpkı bir panda gibi gözleri simsiyah boyalıydı. İçinde bir kıpırtı oldu. Ya gerçekten Mervelerden gelmiyorduysa?
Gözlüklerini düzeltti ve tekrar yazdı: “Kızımı dövme yaptırmaktan nasıl vazgeçirebilirim?”
“Hadi, akıllı bir şey söyle be. Boşuna sana ‘akıl hocası’ demiyorlardır.”
ChatGPT’nin yanıtı geldi: “Merhaba Emine! Kızınızı dövme yaptırmaktan vazgeçirmek için önce kaygılarınızı ve endişelerinizi sakin bir şekilde onunla paylaşmanız çok önemli. Sürekli baskı yapmaktansa, ‘Hint kınası gibi alternatifleri de konuşalım’ şeklindeki yaklaşım işe yarayabilir. Unutmayın, ilişkiyi sevgi ve anlayışla yönetmek, zamanla kızınızın size daha açık olmasına olanak tanır.”
Emine sağ elini seğiren kaşına koydu. “Hıı, anladım. Demek istiyor ki Hint kınasıyla hevesini alsın, dövme işi ötelensin. Hay aklınla bin yaşa ChatGPT! Hem arkadaş hem sırdaş oldun,” diyerek uygulamadan çıktı.
Telefonunu cam kenarındaki radyonun üzerine koyarken “Teşekkür ederim yazsa mıydım? Aman anlamaz ki teşekkürden falan,” diye mırıldandı.
“Akşama Hint kınasını hazır edeyim, yok yetmez, bir de sarma sarayım da Anka kuşumun gönlünü alayım,” diye cıvıldayarak mutfağa yöneldi.
Dolma içini en sevdiği gibi bol soğanlı, biraz acılı hazırladı. Mutfaktan taşarak evi saran soğan, nane, zeytinyağı kokusu her şeyin yolunda olduğu günlerdeki gibiydi.
Keyifle radyoya eşlik etti yaprakları tek tek dolarken. “Datlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm. Göğnüm hep seni arıyor, neredesin sen? Neredesin sen?”
Akşama kadar kulağı kapıda bekledi. Çoktandır geliş gidiş saatlerini haber vermediği gibi “Neredesin?” sorusunu “Dışarıdayım" diye yanıtlıyordu. Ucu iğneli Hint kınasını girişte ki masanın üzerine tesadüfen konmuş gibi bıraktı.
Kapıdan gelen anahtar sesiyle kapıya yardıma koştu. Aybüke son anda tuvalete yetişecekse anahtarla kapıyı açar, zile basarak açılmasına sabredemezdi. Ayakkabısını, çantasını savurarak içeri girerken Emine savrulanları havada yakalayarak her türlü hasarı önlerdi.
Aybüke’de aynı hışım vardı ama bu kez tuvalet yerine salona koştu. Bluzunu çıkardı, sırtını döndü elindeki vazelini annesine uzattı. “Anne, sür şunu sür dövmemin üzerine, yanıyorum,” dedi.
Not: Bu hikâye ChatGPT ile ortak yazılmıştır.
Hülya HİÇYILMAZ
Comments