top of page
Yazarın fotoğrafıAbdullah TEMİZKAN

AKREP

Güncelleme tarihi: 24 Mar 2023



Hüsmen gece yaylımından sonra sürüyü, Zeytinalanı’nın doğusundaki yamaçta büyük çınarların altına yatırmıştı. Gece boyunca çakal sesleri köpekleri huzursuz etse de domuzlar kadar sürüye yaklaşamamışlardı. Hüsmen erkecin boynuzlarına bağladığı ipi koluna takıp kepeneğin arasına girdi, heybeyi de yastık yapıp yattı. Sabah gün doğarken gözlerini açtığında Zeytialanı'nın göbeğindeki gölcükten çıkan pus bütün ovayı ince bir örtü gibi kaplamıştı. Yer yer büyük okaliptüs ağaçlarının ve servilerin tepeleri görünüyordu. Hüsmen otların çiçeklerin üzerindeki şebnemleri yalayan keçilere baktı bir süre. Güneş yükseldikçe pus da aralanmaya başladı. Sürüyü ovaya doğru indiren Hüsmen, tek tük çitlembik ağaçlarının yeşilin tonunu bozduğu yamaçlardaki ılgın ormanlarının arasında; domuzların, geyiklerin ve çakalların açtığı patikalardan geçerken; pînar çalılarına takılan koyunları itekleyerek ilerliyordu.

Gölün kıyısına yaklaştığında göl kenarındaki sazlıkların üzerinde planör gibi süzülen kerkenezlerin çekirgelere yaptıkları pikeleri hayranlıkla izliyor, aha tuttu diye kendince kuşu tebrik ediyordu. Ovanın zeminine inince sürüyü traktörlerin açtığı daha genişçe bir yola soktu. Yol boyu kırmızı, pembe ve beyaz açmış zakkumlar, zeytinliklerin sınırını çiziyordu. Buraya boş yere Zeytinalanı demiyorlardı. İri hurma zeytinleri olurdu burada. Kayaların doğuya bakan yamaçlarına yapışmış iri kertenkeleler güneşlenirken bir taraftan da kerkenezleri kolluyorlardı.

Gölün kıyısını takip eden köy yoluna girdiklerinde bütün yol boyunca yeşil bir şerit oluşturan kantaron otlarının sarı çiçekleri ve o keskin kokusu sürüyü heyecanlandırdı. Bu ağıla yaklaştıkları anlamına geliyordu. Gölün kıyısındaki sazlıkların seyreldiği yerlerde suyun yüzeyindeki nilüferler Hüsmen’in yüzünde tatlı bir tebessüm oluşturmuştu. Biraz durdu sazlıkların berisindeki nergislerden birkaç tane kopardı, dikkatlice bir yabani çavdar sapı ile birbirlerine bağladı ve sol eline aldı. Ara sıra ıslık çalıyor geride kalan keçileri koyunları hareketlendiriyordu. Zaten köpekler ona işi bırakmıyor, sürüyü önlerine katmış götürüyor, dağılanları topluyorlardı.

Nurgüllerin evini fark etmemek mümkün değildi. Bahçe kapısının etrafını çepeçevre kuşatan sarmaşık kızıl güller, bahçe duvarının üzerindeki parmaklıkların arasından dışarı sarkan yaseminler, nesrinler evin güzelliğiyle birlikte bakmaya doyulamayacak bir manzara oluşturuyordu. Lakin Hüsmen’in gözü Nurgül’den başkasını görmüyor; yolda, belde, yaylada, ovada, uykuda düşte onu görüyor, onu düşünüyordu.

Topladığı nergisleri bahçe kapısının kenarındaki sarmaşık güllerin dibine bırakıverdi. Kimse gördü mü diye şöyle sağı solu kolaçan etti. Sonra şöyle zeybek gibi kubararak tiz bir ıslık çalıp sürüye orada olduğunu hatırlattı. Kendi evleri ve ağıl köyün dışındaydı. Oraya yaklaşınca artık yasemin, nergis ve kantaron yerine yoğun bir mayıs kokusu gelmeye başladı. Bu kokuyu alan koyunlar, kuzularına; keçiler, oğlaklarına kavuşmak için meleyerek koşmaya başladılar. Hepsi ağılın içine girince kapıları kapadılar. Kuzuları salmadan önce koyunların sağılması gerekiyordu. Kuzular da emsin diye bir süre tam sağmıyorlardı. Gayrı bundan sonrası anasıyla kız kardeşlerinin işiydi. Hüsmen hemen eve geçti, kahvaltı sofrası bahçedeki çardağın altında onu bekliyordu. Elini yüzünü yıkadı, kahvaltı etti, bir iki bardak çay içtikten sonra sofadaki divana uzandı. Bıraktığı nergisleri Nurgül’ün alışını hayal edip belli belirsiz gülümsedi. O gülümseme yüzünde donmuş bir şekilde de uyuya kaldı.

Hüsmen, kardeşi Rahime’nin seslenmesiyle uyandı. Ağabey kalk da arabayı al, Salim emmigile gidivee hemen. Nurgül ablayı akrep mi sokmuş ne.

-Akrep mi? Allah Allah

-Naciye dedi, Kapının dibinde Nergis mi çiçek mi vaamış, onu alcekmiş de eğilmiş.

-Eee?

-İşte sarmaşık gülün dibindeki akrep de sokuveemiş.

-Hüsmen donup kalmıştı. Rahime arabanın anahtarlarını getirdiğinde o titreyerek, “ellerim kırılaydı da o çiçekleri yolmayaydım. Vay beni canıvarlaa yiyeydi de ovaya inmeyeydim” diye ağzında bir şeyler geveleyip duruyordu.


Abdullah TEMİZKAN



52 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Konurkaya

Comments


bottom of page