top of page

Memeli Mestan

Yazarın fotoğrafı: Hülya HİÇYILMAZHülya HİÇYILMAZ


Hasta yakınlarının fısıldaşmasından bunaldı, kendini koridora attı Nevbahar. 

"Annem de bir türlü gelmedi, gidip ameliyathane kapısında bekleyeyim bari" diye düşündü. 

"Dur, şuradan bir kahve alayım hazır bulunsun, gözünü açınca kahve içir dedilerdi. Ay,! Güzel annem, canım annem, nasıl can havliyle attı kendini sedyeye." 

Dün gece annemi delirten hemşire değil mi şu kıvırcık? O vallahi, hadi şimdi bana konuş da göreyim!

Bir şey bildiği yok, gelmiş ninesi yaşındaki kadınla dalga geçiyor. “Top top memelerin olunca transparan giyersin artıkmış"

"Salak, sen nereden bileceksin sütyen askılarının omuzlarında çukurlar açtığını, yatana kadar çıkaramayacağı için yatıya gidemediğini, başına taktığı tülbentten çok meme altı tülbentleriyle uğraştığını, bunalınca atletin üstüne sütyen takarak birkaç saat idare edebildiğini, incecik sırtının ağrılarla yamulduğunu!" 

Gözlerinden çıkan şimşekler hemşirenin sırtını delmek üzereyken hemşire kahvesi elinde döndü. Nevbahar ile göz göze geldi. 

Sakince elindeki kahveyi uzatarak: "Mesure teyze için almıştım ben." dedi. 

"Gerek yok, ben alırım." dedi Nevbahar, başıyla “Çekil önümden” derken. 

"Siz hala kızgın olabilirsiniz ama Mesure teyze ile ben barıştım. Saat dört gibi koridorda yürüyüşe çıkmıştı. Bizim odaya davet ettim. Özür dileyip elini öptüm, barıştık." 

Ses tonu hala kızgındı: "Ben uyuyordum herhalde." diyebildi. 

Kıvırcık saçları yana savruldu: "Öyle olmalı, yarım saat kadar konuştuk, bana çok güzel hayat dersi verdi." 

Nevbahar artık kızgın değil, meraklıydı; gözlerindeki ateşin feri azaldı "Neden bahsettiniz?" 

"Çocukluğunda komşunun ağacından erik toplarken yakalanmış. Komşu kadın evlerinin önünde: "Senin Memeli Mestan bir daha bahçeme girerse ayaklarını kırarım.’ diyerek mahalleye şan etmiş. Adı Memeli Mestan kalmış." 

"Bana bundan hiç bahsetmedi." 

"Zaten yıllarca utandırılmış, çocuğuna niye anlatsın?" 

"Ne ayıp, çocuğa Memeli Mestan denir mi? Erkek Fatma kadar kötü." 

"Aksi gibi genç kız olunca göğüsleri çok irileşmiş. Büyümesinler diye acayip diyetler yapmış. Yelek üstüne palto giymiş, okula giderken kitap defterlerini dosyayla kucağında taşırmış. Omuzlarını öne çekerek hep kapatmak, saklamak zorunda kalmış." 

"Hala öyledir, paltosunun, ceketinin üzerine şal almadan çıkmaz evden. Aslında evden çıkmak istemez." 

"Çünkü o kadar işlemiş ki herkes benim memelerime bakıyor, ben yürüyen memeyim hali. Ameliyat olmaya keşke daha genç yaşta karar verseydi." 

Serum askısına tutunan, sıkı bandajı yüzünden nefes alamadığı için tıslayarak yürümeye çalışan kadın ve refakatçisi geçsin diye kenara çekildiler. 

"Hep dilindeydi ama gerçekten istediğini ben yeni kavradım." 

"Çok tatlı kadın Mesure teyze. Erkeklere kızdı. ‘Eğer erkekler mamografi çekilecek olsalardı o cihazı yelek gibi tasarlarlardı ama kadınlar sıkıştırmayı reva görüyorlar. Yok mu dünyada yeni makine tasarlayacak kadın mühendis?’ dedi." 

Az önceki tıslayan kadın bu kez hırlayarak geçti yanlarından. 

"Doğru söylemiş. Ben de mamografi çekilmekten çok korkuyorum, ellerinden gelse yarı bedenimi sıkıştıracaklar." 

Nevbahar, burnuna çalınan klorak kokusuna doğru başını çevirdi, koridorun başında paspasın başladığını gördü. 

"Ben kadınların mutluluğunun memeyle, hatta meme ucuyla bir ilgisi olduğunu serviste görüyordum. Bu kadar derin hiçbir hastayla konuşmamış olduğumdan hep aynı espriyi yapıp gülüşüyorduk. Memeden çıkarılan şeyin doku fazlalığı olduğunu sanıyordum meğer 600 gram mutsuzlukmuş." 

"Neyse, teşekkür ederim annemin gönlünü aldığınız, onu dinlediğiniz için." 

"Bir şey daha söylemek istiyorum." 

"Buyurun." 

"Mesure teyze hiç ip atlamamış. Ona bunu verebilir misiniz?" 

Cebinden çıkardığı iki tahtaya sarılmış ipi uzattı. Nevbahar, hemşirenin son sözleriyle hem şaşırdı hem de gözleri dolu dolu güldü. 

"Atlama ipi mi?" dedi, gözyaşlarını silerken. 

Hemşire de gülümseyerek başını salladı. "Mesure teyze bana çocukluğunda ne kadar hareketli olduğunu anlattı ama utancından hiç ip atlayamamış." 

Nevbahar derin bir nefes aldı. "Ben de eve çıkınca trambolin alırım." gülümsedi. 

Ne de olsa annesi yıllarca içinde biriktirdiği her türlü ağırlıktan kurtuluyordu.

17 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Unutulurken

Comments


bottom of page