Kaybolan
- Hava KANTAR YILDIRIM

- 26 Tem
- 1 dakikada okunur

Hay aksi! Nereye gitti şimdi? Daha az önce gelmişti, buradaydı. Hiç olmadık zamanlarda gelmeyi de en olmadık zamanlarda kaybolmayı da pek sever zaten. Hayır, aheste aheste bekleyecek vaktim olsa tamam, ama yok. İşin içinde mahcup olmak da var. Sonuçta işimiz onunla başlıyor, onunla bitiyor. Nasıl edeyim, nasıl yazayım onsuz.
"Gülkız" dedi, "dokuz elli beş" dedi, "hepinizi bekliyorum" dedi. Yarım saatim kaldı yani. Bak canım, ya kaçıp saklandığın yerden çıkarsın, kalemimi gezdirirsin satırlar üzerinde ya da kös kös beklerim. Sonra da “Ay hocam, kusura bakmayın, biraz aceleye geldi, sonunu bağlayamadım, bir şey de yazamadım,” diye ezilip büzülüşümü seyredersin.
Bana çektirdiğin nedir, yahu! Daha dün gece bilmem kaçta, gelip yorganımın yastığımın içinde beni tepeleḍin. Olmadık kurgular gezdirdin zihnimde. Hayır, yani kocamla arama bile giriyorsun. Bu zamansız gelişlerin devam ederse adam beni boşayacak bilesin.
Eee, o saatte zihnimin muhtelif köşelerin de raks ediyordun, şimdi hangi cehennemin dibindesin. "Kaybolan"ı yazmam lazım. Hadi biraz fikir?
Gözlüğünü kaybetmiş bir yaşlı dedenin öyküsünü mü yazsam? Ay çok sıkıcı. Ödevini kaybetmiş çocuk! Saçmalama! Parkta çocuğunu kaybetmiş çaresiz bir anne! Off klişe! Sevgilisini kaybetmiş bir divane âşık! Ya Hava sus Allasen! Ne saçmalıyorsun. Bunlarla mı geleceksin Terken’in, Elif’in, Abdullah’ın karşısına. Gülkız ne diyecek sana; "Evet Hava Hocam, aslında güzel, biraz daha klişelerden uzak duralım," mı diyecek?
Yazık kadına! Seni ilk gördüğünde bir şey sanmıştı. Eğitilebilir, geliştirilebilir bir şey. Oysaki iplerin sadece onun elinde. Gelince bir iki bir şey karalıyorsun, yoksa da saçmalayıp duruyorsun.
Hey sana diyorum! İlham mısın, peri misin, düş müsün? Çık gel diyorum. Vakit kalmadı diyorum. Şu kitabın arasına mı girdin, yoksun. Şu defterin kapağında mısın, yoksun. Yumaklarımın örgülerimin arasında mısın, yoksun. Az telefona mı takılsam, bir iki dilim tarçınlı kek mi yesem, limonlu çay mı içsem? Yoksa bi iki motif falan mı örsem? Allahım ben nerden bulacağım şu lanet şeyi…
Canım, ilhamım… Gel haydi. Bak son dakikalar. Geçende de aynı yaptın, son on dakika da pis pis sırıtarak geldin, koştur koştur yazdırdın bana. Bir sürü anlamsız, anlatım bozukluğuyla dolu cümleler; imla hataları, mantık hataları. Sonunu da getiremedik zaten.
Hatırlıyor musun bir kaç ay önce zamanında geldin? Konuyu da sevmiştin. Oh güzel güzel doldurduk satırları. Gülkız da beğendi. Ne oldu, ne kaybettin? Şimdi niye gelmiyorsun? Beni niye her zaman her şartta sevmiyorsun? Ne diye en ihtiyacım olduğu vakitlerde kayboluyorsun?
Aman ne hâlin varsa gör ya! Bıraktım aramayı. Hangi cehennemdeysen kal orda. Gelirsen yüzüne de bakmayacağım, kale de almayacağım. Ne zaman geleceğine ne zaman gideceğine kendin karar vereceğini sanıyorsun. Yok öyle beyzadem! Sahibin bensem, ben ne dersem o!
Gel dedim geleceksin, git dedim gideceksin. Körebe, saklambaç ve bilumum saklanmaca oyunları oynama benimle. Oyuncak ettin beni be! Kocaman kadınım ben, seninle mi uğraşacağım her zaman. Canım, "gel" diyorum. Bak beş dakika kaldı. Aman gelmezsen gelme! Artık çok geç zaten.
“Hocam, bugün biraz başım ağrıyor da sadece arkadaşları dinlesem.”
Hava YILDIRIM
25 Kasım 2022




Yorumlar