top of page
Yazarın fotoğrafıHülya HİÇYILMAZ

Kapital Bataklık




Gece boyunca ağladığı için şişmiş gözlerini uyandığı halde açamadı. Birazdan kendini bildi bileli çalan ilk alarmla yataktan kalkacak, dakika dakika planlanmış gününe başlayacaktı.

Saatini beş dakika ileriye, lise yıllarında aldı. İşe başlayalı beri beden saati alarmdan önce çalardı. Yetkisi az, sorumluluğu çok, vaktin kısıtlı olduğu altı ay boyunca bombayı imha etmesi ve şirketi kurtarması gerektiğini hissetti. Dün doğru teli kestiğini öğrendi.

"Alarm şimdi çalacak ama kalkacak hâlim yok, beş dakika daha yatsam. Niye böyleyim? Harpten zaferle dönen general gibi gururla kalkıp işe gitmem gerekmez mi?" 

Yatağın soğuk tarafına yuvarlandı, işe yaramadı. Bu kez duvarla yatak arasına soktu başını.

"Bir güncük geç kalsam ve bahanem, kapana sıkışmış olduğumdan gelemedim olsa.

"Hâle bak kapan bahanesi uyduruyorum, 'Bıktım, bıktırdınız,' diyemiyorum da. Korkuyor muyum, korkuyorum. Çalışmaya mecbur muyum, mecburum. Böyle olmasaydı, içimdekileri tam bu gün yüzlerine kussaydım."

Mavi jilesinin üzerine en sevdiği lacivert kısa hırkasını giymiş, saçlarını rahat topuz yapmış, koridorda tık tık topuk sesleri yankılanırken yürüdüğünü hayal etti.

Hayal bulutlarını dağıttı. 

"Yok, yok nasılsa geç kalacağım rahat rahat yumurta haşlar, sıcak tereyağlı ekmeğimi yer, çayımı içerdim. Karnım doyunca tabağımı kenara iter, önüme kalbim kadar beyaz kâğıdı çekerdim.

Tarih attıktan sonra, 'İnsan Kaynakları Müdürlüğüne' diye başlık atar ve şu girişi yazardım.

'Üç sene, dört aydır çalıştığım görevimden, gördüğüm lüzum üzerine…'

Oh! Bu benim içimi soğutan en güzel giriş olurdu. 'Siz benim için toptan hayal kırıklığısınız,' demek olurdu. 'Anlatsam, anlayacak değilsiniz. Çünkü tek tip olmayı marifet saymış, üretmediği anlarda tükettiği için sürdürülebilirliğe katkı sağladığını sanan insanlarsınız,' demeye gelirdi.

Neyse istifa mektubumu yazar, çantama koyardım. 

Sanki mektubu yazınca cesaretim daha bir arttı."

Ensesinden bileklerini geçirdi, saçlarını yastığın üzerine serdi.

"Şirketin karşısındaki kafeden içmezsem kendime gelemediğimi gösterecek kahveyi almayı unutmayayım.

Küçük parmağımı havaya kaldırarak taşıdığım kahvenin kokusu benden önde koridoru geçerek geldiğimi haber vermeli. İşte şimdi oda oda gezmeye hazırım.

Önce kendi departmanımdakilere 'Proje bitti artık, beni görebiliyor musunuz?' derdim.

Bundan sonra 'Günaydın' ve 'İyi çalışmalar,' gibi sözler askıdan inecek mi?  Asansöre bineceğimde azcık yanaşarak bana yer açacak mısınız? diye gözlerine baka baka yaptıkları zorbalığı yüzlerine vururdum."

Hızlanan kalbinin ritmini durdurmak için elini üzerine koydu. Korkmasaydım oyununa devam etti. Gözlerini sıktı kendini daha net görmeye çabaladı. 

Kulağı omuz başıyla hizalanmış, azıcık çenesini kaldırmış olarak yürümeye başladı.

"Ofisin dibine sırtıma mıhlanmış bakışlar eşliğinde, müdürün açık duran kapısında dikildim.

'Angarya işle boş yere maaş aldığımı söyleyen senin, dün övgüyle elini omzuma koyup yüzüme sırıtışın çok tiksindiriciydi,' derdim."

Müdürünün pörtlek gözleriyle karşılaşınca midesi bulandı, bu kez iki elini birden karnına koydu. Tekrar duvara döndü cenin pozisyonu aldı. Vücudu ağırlaştı, yatağa gömülmeye başladı.

Genel müdür yazan kapıyı hışımla açtı. "Şirket toplantısında 'Ben neysem Benan da o,' dedin sıcak patatesi kucağıma koydun. Ne raporlarımı okudun, ne katkı yaptın. Bir kez görüş bildirdin 'Eğitimleri damadın şirketinden alalım,' dedin.

Belinden aşağısı tamamen bataklıkta gömülür gibi yatağa gömüldüğü için bir koluyla pikeyi çekti.

"Aylardır Dünya’ya yeşil katkı sunabileceğime tüm kalbimle inandığım proje sadece damadına katkı sağladı." Pikeyi yumrukladı.

Kaynak verimliliği, temiz üretim, üretim verimliliği, çevre yönetimi, sürdürülebilirlik; tüm bu kavramların içi boşalıverdi.

"Şirketlerin doğa dostu imajı, kapitalizmin yeni oyunundan başka bir şey değil!" diye haykırdığında çenesine kadar gömüldü, zar zor nefes aldı.

Bu bataklıkta yitip gideceğine inandığı sırada alarm çaldı.


Hülya HİÇYILMAZ

16 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page