Korkma, ne olur. Bak, elinin altındayım. Yanımda en sevdiğin dolmakalem... İkimiz de hazırız. Ön yargısız, boş bir sayfa olarak önündeyim.
İçinden ne gelirse yaz. Tutma içinde. Anlamlı olsun, olmasın. Hiç önemli değil. İçindeki kağıda damlamaya hazır sözcükleri serbest bırak. İzin ver aksınlar özgürce.
Ben çok yalnızım! Üzerime dantel gibi işleyeceğin sözcüklerle kalabalıklaşacağım. Varlığım daha anlamlı olacak. Daha zenginleşeceğim.
Sözcükler cümle oldukça, cümleler paragraf oldukça, sayfalarım doldukça ben yaşamış, yaş almış olacağım.
Lütfen sayfalarımı boş bırakma!
Senin de istediğini biliyorum. Ama korkuyorsun. İçindekiler benim üzerime düştükçe çırılçıplak kalmış gibi hissedeceğini düşünüyorsun. Başkaları ne diyecek, dalga geçecekler, beğenmeyecekler diye endişeleniyorsun. Ama sen de istiyorsun, biliyorum. İçinde biriken sözcükler de daha fazla beklemek istemiyor. Onlar da gün ışığına çıkmak, görmek, görülmek, fark edilmek istiyorlar.
İzin ver kavuşalım.
Ayşe BEKER ÜLGEN
Comments