top of page

Cizlavetler ve Çıkın

Bahar TEMİZ BÜLBÜL

İyice sıkıladı çıkınının ağzını, sağa sola dikkat kesildi kimse gözlüyor mu diye. Öyle soğuktu ki hava, yerler cam buz. Cizlavetleri kayacak diye korkusundan paytak paytak seğirtti karşı perona. Yataklının gelmesine daha vakit vardı. Bir sigara daha içebilirdi. Aklında türlü hayaller... Korkularla tellendirdi bir sigara.

İstasyon kalabalıklaşmaya başladı. Ödü kopuyordu çıkınındaki hayatının sermayesine bir şey olacak diye. Yanından geçen herkese "Hırsız olabilir mi?" gözüyle baktığını fark etti, kızdı kendine. Korkusunun aklını ele geçirmesine izin vermeyecekti.

Her şey elindeydi; tarlanın parası, Hatice'nin ufak tefek altınları, her şeyi… Şehre gidecek, ev tutacak, bir iş bulacak, kurtaracaktı karısını, kendini ve doğmamış bebesini o lanet köyden.

Mecbur kalmışlardı, hikâye uzun, mevzu derindi, başka çareleri kalmamıştı. Lakin ne şehri iyi biliyor ne kimseyi tanıyordu. Bir asker arkadaşı vardı, onu bulacaktı, inşallah yardımcı olurdu. Dakikalar birbirini kovalıyor tren gecikiyor, tedirginliği ve heyecanı artıyordu. Tuvaleti de gelmişti, çıkını ile helaya nasıl gidecekti, Hatçe'si içine yolluk azık da koymuştu, tuvalet işini hiç düşünmemişti. İstasyon iyice kalabalıklaştı. Yolcular, yolcuları uğurlamaya yahut karşılamaya gelenler, simitçisi, dilencisi, çoluğu çocuğu bir dünya insan, her birinin başka dünyası her birinin başka muradı, diye düşündü. 

İstasyon memuru dolaşıyor, saatine bakıyor, rayları kontrol ediyor ve biraz da tedirgin görünüyordu. Haceti iyice sıkıştırmıştı, ne yapsaydı acaba? Memurun yanına gitti, trenin ne zaman geleceğini, gecikmenin normal olup olmadığını sordu. Memur gelmekte olduğunu ama hava şartlarından gecikme yaşandığını tam saatini bilemediklerini söyledi.

Hâlinden tavrından bir sıkıntısı olduğunu farkeden memur “Bir sıkıntın var senin hemşerim, de hele!" diye sorduğunda içi sıcacık oldu Ali’nin. Dili döndüğünce maruzatını anlattı, memur efendi de gişe memuruna gitmesini çıkınını emanete koymasını ama acele etmesini salık verdi, trenin ne zaman geleceği belli değildi.

Yine paytak paytak ve  hızlı olmaya da çalışarak karşı perona gişeye doğru giderken cizlavetler kaydı Ali poposu üstü bir yana, çıkını ise fırlayıp raylara doğru öbür yana savruldu. Kendini toplayıp raylara inmeye meylettiğinde trenin sesi duyuldu. Memur efendi kolundan tutup çekmeseydi raylara trenin önüne atlaması an meselesi idi. Çıkın açılıp saçılmış, altınlar bir yana, uçuşan paraları, donu atleti, Hatçe'nin bazlamaları bir yana... Her şey darmadağındı ve tren az sonra tüm bunların üzerinden geçecekti. 

Kan ter içinde uyandı Ali rüyasından, bu yolculuğu daha akıllıca planlamalı, bir kere çıkın ve cizlavet yerine daha emniyetli eşyalar seçmeliydi kendine. Düşünüp gülümsedi, şükretti bu rüyayı gösterene ve tekrar uyudu.


Bahar TEMİZ BÜLBÜL

23 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Unutulurken

Comments


bottom of page