top of page

Bir Kadının Bir Sabahı

Özüm Bahar DEMİRSULAR



Sabahları yatakta kedi gibi bir o tarafa bir bu tarafa dönüyorum. Camdan giren güneş tenimi yakıyor. Bu hissi öylesine çok seviyorum ki sanki güneşle aramızda perde, pencere daha ilerisi atmosfer yok.

Kendimi doğrultup mutfağa gidiyorum. Sabahları aynaya bakmak bazen bir yük gibi hissettiriyor. Bazen yüzümde gördüğüm o tatsız ifadeye katlanamıyorum.

Bugün de evden çıkmak istemiyorum. Şöyle böyle sağlıklı denilen tariflerle bir kahvaltı hazırlıyorum.

Dışarı çıkmam gerek biliyorum. Herkes gibi benim de yapacak işlerim, görülecek kişilerim var. Bugün topuklu giymek istiyorum. Belki üzerine de yeni aldığım elbiseyi…

Eski erkek arkadaşımın etek giydiğimdeki yüz ifadesini hatırlıyorum. Bakkaldaki amcanın o güzel makyaj yaptığım gün bana olan bakışlarını…

Dışarı çıkmak istemiyorum. Elimde bir kitap ya da bir dergi ile mağazada gezerken erkek çalışanın “Onu sen mi okuyacaksın?” bakışlarını hissediyorum.

Geçen hafta aile buluşmasına gittiğimizde çok tanımadığım erkek akrabamın, onca kiloyu vermeme ve ona sormamama rağmen vücudum hakkında alayla konuştuğunu hatırlıyorum.

Belki dışarıda benim gibi hisseden kadınlarla aramızda sıcak bir bakışma olur ve gözleriyle bana 'ne kadar hoş olduğumu' söyler diye umuyorum.

Topuklu ayakkabımı giydim. Yakıcı güneş vücuduma şimdi daha yakın vuruyor. Kalabalık bir cadde oturduğum yer. Birkaç şey alıp eve döneceğim aslında.

Parmağımdaki yüzüğe bakıyorum. Diğer erkeklerin gözünden sıyrılmak için ya bir yüzük ya da bir adamla dışarı çıkmış olmam gerekiyor gibi bir his var içimde.

Sanki kadınlara değil de yanındaki adamlara saygı duyuyorlar. Hoş, yüzüğü de bana eşim verdi. Severek takıyorum. Ancak bazen neden her şeyin kadının üzerine odaklı olduğunu anlayamıyorum.

Kahve gibi bir oluşumun önünde birkaç yaşı büyük adam etrafı kesiyor. Daralıyorum. Üniversitede konuyu en iyi ben biliyorken neden erkek sınıf arkadaşım alkışlandı diye düşünüyorum.

Genç bir kadınım. Gönlümden birkaç kişi elbette geçti. Sanki sevmek kadına suçmuşçasına neden kadınların bile geçmişimi garip bakışlarla dinlediğini düşünüyorum.

Sokakta öylesine yürüyorum. Az ilerdeki alışveriş merkezine gidiyorum.

Annemin sözleri kulaklarımda, “Senden çok iyi bir anne olur.”.

Anne olmakta istiyorum. Ama aklımda üçüncü çocuğu isteyen kocası yüzünden art arda doğum yaparken vefat eden bir tanıdığımız geliyor.

Eşimi düşünüyorum. Bazen oldukça centilmen bir adamken kadınlığımı yine de aklında tuttuğunu hissediyorum. 'Doğru adam bu,' diyorum içimden. Beni anlıyor. Burada var olmanın zorluğunu…

Elimden tutuyor.

Ama kavga ettiğimizde çok konuşmamdan rahatsız oluyor. Erkek olmanın zorluklarından bahsediyor. Ben daha hâlimi anlatamadan…

Cam kenarına geçip bir sigara yakıyorum. Susuyorum. Aldıklarım kolumda üst kattaki kafeye doğru gidiyorum. Şekerli bir kahve aldım. Terasta kimse yok. Uzaklara bakıyorum. Yeni aldığım o güzel ruju sürüyorum.

Bazen 'Her şey farklı olur muydu?' diye düşünüyorum.

Çok sert olduğumda, dik yürüdüğümde ya da o kaprileri giydiğimde erkek çocuğuna benzetilip alay konusu oluyorum.

O gün kendimi şımarık bir kız çocuğu gibi hissettiğimde çevremden abartılı olduğuma dair söylemler, bakışlar alıyorum.

Ne olabileceğimi bilmiyorum.

Yazmayı çok sevmeme rağmen ya çok kadın gözünden yazarsam da yanlış anlaşılırsa diye korkuyorum. Ancak hiçbir erkeğin böyle düşündüğünü görmedim.

Sadece olmak istiyorum. Nerede ne yapılacağını biliyorum.

Üzerimde söz sahibi olmaya çalışanları susturmak istiyorum.

Her şeyin onayının bir adama kaldığı bu günlerde, belki tam şu an burada otururken aslında çığlıklar atmak isteyen başka bir kadınla karşılaşacağımı umuyorum.

Bileklerimi sıkan market poşetleri gibi taşıdığım adamların laflarını, düşüncelerini, kadınlar üzerindeki baskılarını poşetleyip çöpe atmak istiyorum.

Kahvemden bir yudum alıyorum. Bugün güzel bir gün olsun istiyorum.

Kadın olmanın güzelliklerine odaklanıyorum.

Hafif hafif esen rüzgârı hissediyorum.


Özüm Bahar DEMİRSULAR

Comments


bottom of page